Embraer CEO’su: Tarifeler Pandemi Kadar Kötü Olabilir
Embraer CEO’su, tarifelerin pandemi kadar kötü sonuçlar doğurabileceği konusunda uyardı. ABD’ye yapılan ihracatın yarısını etkileyen bu durum, havacılık sektörünü derinden sarsıyor!
Embraer CEO’su Francisco Gomes Neto.
SAJJAD HUSSAIN/AFP üzerinden Getty Images
Embraer CEO’su, tarifelerin şirkete pandemi kadar zarar verebileceği uyarısında bulundu.
Trump, Brezilya ihracatına %50 vergi getirmeyi önerdi.
Şirketin bölgesel uçaklarının neredeyse yarısı ABD’ye ihraç ediliyor.
Giriş
Brezilyalı uçak üreticisi Embraer’in CEO’su, tarifelerin pandemi kadar yıkıcı olabileceği uyarısında bulundu. Eski Cumhurbaşkanı Jair Bolsonaro’ya yönelik darbe girişimi suçlamaları nedeniyle Donald Trump, Brezilya ihracatına %50 vergi getirme tehdidinde bulundu. Bu durum, dünyanın en büyük üçüncü uçak üreticisi için büyük bir engel teşkil edecekti. Embraer’in iş jetlerinin yaklaşık dörtte üçü ve bölgesel uçaklarının neredeyse yarısı ABD’li müşterilere teslim ediliyor. Bu önemli pazar göz önüne alındığında, bu tür bir tarife planının şirketin gelirinde, COVID-19’un etkisine benzer bir düşüşe yol açacağı tahmin ediliyor. Şirketin hisse senedi fiyatı son beş günde %8,5 düşüş gösterdi, ancak yılbaşından bu yana %25’in üzerinde bir artış kaydetti. Bu gelişmeler, küresel havacılık sektöründe endişelere yol açarken, gelecekteki ticaret politikalarına dair önemli ipuçları veriyor.
Tarifelerin Yarattığı Tehditler
Embraer CEO’su Francisco Gomes Neto’nun açıklamalarına göre, söz konusu tarifeler özellikle şirketin bölgesel havacılıktaki önemli oyuncularından olan E175 jetlerinin sevkiyatını “uygulanmaz” hale getirebilir. Bu durum, sadece Embraer için değil, aynı zamanda ABD için de olumsuz sonuçlar doğurabilir. Zira Embraer, ABD’ye motor ve aviyonik gibi önemli parçalar tedarik etmektedir. Gomes Neto, bu durumun “kaybeden-kaybeden” bir senaryo olduğunu belirtiyor. Bu tür tarifeler, havacılık sektöründe karmaşık tedarik zincirlerine sahip olan şirketler için ciddi sorunlar yaratmaktadır. Örnek olarak, daha önce Boeing’in Çin’e olan 737 Max teslimatlarında yaşanan gecikmeler gösterilebilir. Çinli havayollarının, iki ülke arasındaki tarifelerin %100’ün üzerine çıkması nedeniyle uçakları kabul etmeyi reddetmesi, sektördeki ticaret savaşlarının etkilerini gözler önüne sermiştir. Bu tür gelişmeler, havacılık şirketlerinin maliyetlerini artırırken, uluslararası ticaretin istikrarını da tehdit etmektedir.
Sektördeki Tepkiler ve Çözüm Arayışları
Havacılık sektöründeki birçok oyuncu, tarifelerin artması tehlikesine karşı çıkıyor. Bu durum, sektörün küresel tedarik zincirlerine olan bağımlılığından kaynaklanıyor. Geçtiğimiz ayki Paris Hava Şovu’nda, Ulaştırma Bakanı Sean Duffy’nin 1979 tarihli tarife uygulamayan anlaşmaya dönme yönündeki desteği, sektör için umut verici bir gelişme olarak değerlendirilmişti. Ayrıca, İngiltere’nin uçak parçaları ve Rolls-Royce motorları için tarife muafiyeti kazanması, diğer ülkelerin de benzer adımlar atıp atmayacağı konusunda merak uyandırıyor. Delta Air Lines CEO’su Ed Bastian’ın, tarifeleri ödememek için uçak teslimatlarını erteleyeceklerini açıklaması ise, havayollarının alternatif çözümler aradığını gösteriyor. Örneğin, Delta’nın bir Airbus A350 uçağını Fransa’daki merkezden Japonya’ya göndermesi, uluslararası uçuşlar için kullanılması durumunda ABD’ye ithalat olarak sayılmayabileceği anlamına gelebilir. Bu tür stratejiler, tarifelerden kaçınma ve maliyetleri düşürme çabalarının birer örneği olarak öne çıkıyor.
Sonuç
Embraer CEO’sunun uyarıları, havacılık sektörünün küresel ticaret politikalarından ne kadar etkilendiğini gözler önüne seriyor. Özellikle ABD ile Brezilya arasındaki ticaret gerginliği, sektördeki birçok şirketi olumsuz etkileyebilecek potansiyele sahip. Tarifelerin uygulanması halinde, Embraer’in gelirlerinde ciddi bir düşüş yaşanması ve ABD’ye yapılan sevkiyatların sekteye uğraması bekleniyor. Bu durum, hem Brezilya ekonomisi hem de ABD’deki havacılık sektörü için ciddi sonuçlar doğurabilir. Sektördeki şirketlerin, tarifelerden kaçınmak ve maliyetleri yönetmek için alternatif stratejiler geliştirmesi gerekmektedir. Uluslararası anlaşmaların önemi bir kez daha ortaya çıkarken, küresel havacılık sektörünün istikrarı için ticaret savaşlarından uzak durulması ve iş birliğinin teşvik edilmesi büyük önem taşıyor. Bu gelişmeler, sadece şirketlerin değil, aynı zamanda tüm havacılık ekosisteminin geleceği için kritik bir dönüm noktası oluşturuyor.