Facebook Reklam Boykotu Değişim Getirecek mi?
Facebook reklam boykotu çağrısına bazı büyük reklam verenlerin de katılacağını bildirmesinin ardından bu yapılan kampanya hız kazanıyor.
Facebook reklam boykotu çağrısına bazı büyük reklam verenlerin de katılacağını bildirmesinin ardından bu yapılan kampanyanın ardından, Facebook ve Instagram’daki nefret içeriklerinin toplumsal sorunları derinleştirdiğine dikkat çekilirken, reklam verenler Facebook’un bu tarz nefret içeren içerikleri Facebook ve Instagram’da daha sıkı kontrol etmesini talep ediyor. Bu talebin ciddiye alınması için de Facebook ve Instagram’da reklam veren markaların Temmuz ayında, Facebook platformlarında reklam satın almasını uyarı mahiyetinde durdurması isteniyor. Facebook Reklam Boykotu çağrısına Verizon, The North Face, REI, Upwork, Ben&Jerry’s, Patagonia gibi büyük şirketlerden olumlu dönüşler alınarak Temmuz ayında Facebook ve Instagram’da reklam satın almayarak nefret söylemine karşı platformun harekete geçmesi çağrısına destek verecekler.
Facebook’un Gelir Modeli
Bilindiği üzere Facebook temel gelir modeli olarak sistem üzerindeki platformlarında daha fazla facebook kullanıcısının daha fazla vakit geçirmesi ve paylaşım yapmasına dayanıyor. Kullanıcıların etkileşimi ve etkileşim zamanları arttırkça benzer oranda reklam gösteriminin artması ve dolayısıyla Facebook platformu üzerinde gösterilen reklamlar da platformun gelirinin artmasına sebep oluyor.
Facebook reklam boykotu kampanyası da tam olarak Facebook ve Instagram’daki içeriklerde etkileşimin arttırılması ve daha fazla kar elde etmek amacıyla Facebook’un siyahilere karşı ayrımcılığı körükleyen veya Yahudileri de hedef gösteren nefret içeriklerini görmezden gelerek, göz yumduğunu iddia ediyor. Kampanya ile Facebook’un içerik yönetimine daha fazla önem vermesi ve nefret suçlarına yönelik paylaşımların daha fazla dağılmadan, bu paylaşımların büyük kitlelere ulaşmasının önüne geçilmesini hedefliyor.
YouTube Boykotu Başarılı Oldu mu?
2016 ve 2017 yılında bazı markalar tarafından benzer iki reklam satın alma boykotunu Youtube için de yapmıştı. AT&T, Verizon, Johnson&Johnson gibi dünya çapında bilinen ve büyük reklam bütçelerine sahip olan markalar Youtube’da reklamlarının gösterildiği içeriklere dair platformun yeterince hassasiyet göstermediği gerekçesiyle reklam satın almayı durdurmuşlardı. Markalar, özellikle çocuk istismarı, terör, nefret söylemleri barındıran içeriklerde kendi reklamlarının gösterildiği tespit eden markalar bu sorunun çözümüne kadar platformda reklam vermeyeceklerini duyurmuşlardı. AT&T ancak iki yıl geçtikten sonra yeniden Youtube’a reklam vermeye başladı. Bu süreçte reklamveren markalar, reklamlarının doğru ve uygun içeriklerde yayınlanmasını ve platformun bu konuda kendilerine güvence vermesini ve somut adımlar atması gerekliliğini dile getirmişlerdi.
Bu taleplerin ardından Youtube, içerik yönetimine daha fazla önem vereceğini, daha fazla uzman istihdam edeceğini ve reklamverenlerin önceliklendirmedikleri içerik türlerinde mümkün olduğunca reklam gösterimi yapılmayacağını açıklamıştı. Hatta daha sonra Youtube kanallarının reklam gösterebilmek için bazı asgari şartlarını güncellemişti.
- Bu içerik, web 2.0 araçları kullanarak işletmelerini ya da işlerini yürüten girişimcilerimizin sorumluluk boyutlarını anlamalarına yardımcı olmak için yayınlanmıştır. Girişimcilik haberlerimiz için tıklayınız.
Youtube Reklam Boykotu & Facebook Reklam Boykotu
İki reklam boykotunun ortak noktası platformların, dolaşıma giren içeriklerdeki nefret söylemi, pedofili, ırk ayrımcılığı ve benzeri her türlü nefret söylemine dair harekete geçmesi talebi ön plana çıkmaktadır. Platformların, kendilerini sadece birer iletim aracı olarak değil; aynı zamanda yayınlanan içeriklerin moderasyonu ve koordinasyoun konusunda da sorumlu hareket etmeleri gerektiği ve bu tarz içerikler için hızlı bir şekilde harekete geçmesi gerektiği vurgulanıyor.
Diğer taraftan Youtube boykotunda markaların temel hareket motivasyonu, kendi reklamları ile alakalı içerikleri uygun bulmadıkları sebebiyle yapılmışken, Facebook boykotunda markalar daha genel bir sosyal faydayı hedefliyor ve platformlardaki nefret söyleminin engellenmesini istiyor. Boykotların biri için marka güvenliği ön plana çıkarken diğerinde toplumsal güvenlik ön plana çıkmaktadır.
Buradan anlaşılan o ki sosyal platformlarda para harcayarak reklam veren markaların temel talepleri benzer olsa da harekete geçme motivasyonları birkaç yıl içinde değişime uğramış. Sadece kendi markasını değil bütün ekosistemi düşünmeye başlayan markalar son 5 yıl içinde platformlarda yaşanan kişisel veri sızıntıları, Cambridge Analytica skandalı ve aşırılıkçı içerik üreticilerinin kendilerini reklamlar yoluyla finanse ettiğinin ortaya çıkması kullanıcıların taleplerini de değiştirmek zorunda bıraktı. Sosyal platformların kullanıcıları aynı zamanda markaların da tüketicileri yani doğrudan gerçek bireyler olmasından dolayı sadece ürün ve hizmet satın aldıkları markaların kalitesine göre değil toplumsal sorunlar karşısındaki tutumlarına göre de tercihlerini değiştirebiliyor veya tercih ettikleri markaların toplumsal sorunlara dair harekete geçmesini istiyor. Hal böyle olunca markalar, ticari kaygılarının yanı sıra toplumsal sorunları da kapsayan politikalar üretmeye yöneliyorlar.
- Facebook Reklam Boykotu için Facebookun sahibinden cevap.
Reklam Boykotu İşe Yarayacak mı?
Peki sonuç olarak Facebook’a uygulanan reklam boykotu örnek alacak diğer sosyal medya platformları ders çıkarır mı? Yeterli yasal düzenlemeler ve kontroller olmadan bunun mümkün görünmüyor. Yine de markalardan gelecek taleplere karşı da platformlar elbette yeni önlemler almak için hızlıca harekete geçiyorlar. Platformlar için kriz anlamına gelen bu tür girişimler, en kıymetlileri olan gelirlerini direkt etkilediği için ne aşırılık yanlısı içerik üreticilerini küstürmek ne de reklamverenlerin platformlarından kaçmalarını istiyorlar. Aslında ipin hem altında hem üstünde oynuyorlar.